30 Yaş Sendromum - 1

Cahit Sıtkı Tarancı "Yaş 35 yolun yarısı eder" demeseydi, 30 yaş bu kadar büyük bir baskı yapar mıydı insanların üzerine diye düşünmeden edemiyorum. Çok yakın bir arkadaşım, 30 yaşına girdiğinde çok fena bunalıma girmişti. Annesi bütün suç Cahit Sıtkı'nın deyip deyip duruyordu :) 

Eğer 35 yaş yolun yarısı ise "ki bunu kimse bilemez", yaşanacak daha bir 35 sene daha olduğunu neden kabullenmek istemez insan? Belki de bu 30-35 sene çok hızlı geçti, hayallerimi bile gerçekleştiremedim, ya geriye kalan 35 de bu kadar hızlı geçerse diye mi düşünür insan oğlu?

Başka bir bakış açısıyla bakarsak, ömrü ikiye ayırınca ilk dönem gençlik, 2. dönem yaşlılık mı Cahit Sıtkı Tarancı'nın verdiği imaja göre :) 

Başkası için konuşmak kolay da, benim için de 30 yaşa adım atmak biraz sarsıcı oldu. 3 rakamını her ne kadar sevsem de peşinden kimse gelmeden sevdiğimi fark ettim. Zaten 30 unuza adım atıp, 20li yaşlara veda edince 30'un yanına ha "0" gelmiş ha "7" hiç fark etmiyor :) 

Bu arada 30 yaşı arkamda bırakalı biraz yıllar geçti :) Biraz ama lütfen :) Yaşıma alıştım, sevdim ama kırışıklıklarımı sevmedim. Birine bakıp bu kesin 20 li yaşlarda demeyi, çevremdeki 30 + ların gündelik yaşama kendini kaptırmasını sevmedim. 30 yaş ve çevre faktörüyle ilgili yazmak istediğim çok şey var ama şimdilik sadece giriş yapmak istedim.

30 yaşın hissettirdikleri - yapılması ve yapılmaması gerekenler :



  • Bir insanın yüz ve beden şeklinin oturduğu yaş 30 yaş derler. Eğer 30 yaş sendromunu kolay atlatmak istiyorsanız 20 lerin sonlarında rejim yapmanızı, spor yapmanızı ve cildinize iyi bakmanızı tavsiye ederim. Aksi takdirde olup olabileceğim en güzel halim bu mu yani diye aynalara küsebilirsiniz. 
  • Tamamen yaş 35 yolun yarısı sözlerinin belki de yansıması, insan 30 larında bu güne kadar kendim için ne yaptım, ne noktadayım ve sonum ne olacak sorusuyla sarsılıyor. En azından bu yaşa gelene kadar yolunuzu çizmenizi, kader, insanlar ve imkanlar gibi faktörler nedeniyle bu yaşa kadar arzu ettiğiniz noktaya gelemediyseniz, tamamen hayattan soğumak yerine daha kolay hedefler belirlemenizi ve bu hedeflere yönelmenizi tavsiye ederim. Başka bir alternatif olarak da hedefe ulaşmanız için izlediğiniz yolda bir hata olabilir, rotanızı değiştirebilirsiniz.
  • Er ya da geç yaşlanacağınızı unutmayıp, kırışıklıklarla savaşmalı ve aralarına yeni kardeşler geleceğini unutmayıp, nedenlerini en aza indirgeyebilirsiniz. Mesela yan yatınca dudak kenarlarınızda hilal bıyık gibi iki derin çizgi çıkıyor, bende iki tane mevcut :) Yatma pozisyonu bu nedenle önemli, güneşli havalarda güneş gözlüğünüzü çantanızdan çıkarmaya üşenmeyip, alın ve göz çevresi kırışıklıklarınızı azaltabilirsiniz. Artık üşengeçlik yaşını arkada bıraktık arkadaşlar, unutmayın yolun yarısı :)
  • 30 yaşında evliyseniz bir de üstüne çocuğunuz varsa akın akın büyüyen ve neredeyse işsiz ordusunu arkada bırakan bekarlar ordusunun nazarından Allah sizi korusun. Hala bekar biri olarak şunu söyleyebilirim ki, bunu daha önceki blogumda yazmıştım, yok mu biri sorusu kadar basit bir soru olamaz. Yok mu şeker? Yok mu çay? der gibi o nedir yahu???? Yok mu biri? Var var da henüz doğmadı, ya da doğduysa bir yerlerde deli divaneye döndü beni arıyor. 
  • Etrafa karşı bünyenizi sağlam tutun, neyiniz varsa takdir etmek yerine, neyiniz yoksa gözünüze sokma yarışına girecekler. Paranız, çalıştığınız yer, iş yerinde konumunuz, hayatınızda birinin olup olmadığı, arabanız, eviniz, vs hep merak konusu olacak ve yaratıcı bir soru ile karşılaşmanız pek mümkün olmayacak. 


Son olarak Cahit Sıtkı'nın meşhur şiirinden iki dize ile son verelim :)

"Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış." aslında öyle değil yahu ben bu günü de bu yaşı da seviyorum :)

30 yaşa erişenler ya da 20 li yaşlara sıkı sıkıya sarılanlar için devamı delecek :)

Yorumlar

  1. Çok iyi ipucu da vermedin ama galiba doğum günün. Genelde doğum günlerinde böyle düşünceler doğar içine insanın. :)
    doğum gününse de değilse de bol bol keyifli mutlu anlar yaşayacağın nice yıllara... iyi ki doğmuşsun..
    en iyisi yaşı maşı umursamadan hayatı dolu dolu mutlu keyifli yaşamaya çalışmak...bunu başaranlara ne mutlu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Teşekkür ederim doğum günüm eylüldeydi :) Sadece şu yaş mevzusu bu aralar pek bir muhabbet sebebi oluyor çevremde. Herkes benden daha çok benim yaşımı dert eder oldu :))) Çok doğru benim de amacım bu, umarım herkes dolu dolu, mutlu bir yaşam sürer :) Sevgilerimle..

      Sil
  2. Her yaş ayrı güzeldir böyle bilerek yaşamak/yaşlanmak gerekir :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle tabi, kaderlerimiz güzel olsun, yaşın ne olduğu önemli değil :) Sevgilerimle..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Okumak Gerek - Şimşek

Kitap Okumak Gerek - Kızlar ve Yıldızlar

Kitap Okumak Gerek : Şimşek - Peyami Safa