Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nivea BB Cream

Resim
Katıldığım bir etkinlikte açık ton Nivea BB Cream hediye edilmişti. Eski blogumda zaten bahsetmiştim uzun uzun ama bitince bu defa hazır indirimi de yakalamış ve memnun kalmışken orta tonu da deneyeyim dedim ve ikisinden de aldım.   Hiç denemeyenler için de kısa kısa anlatayım istedim nesini sevdim ben bu BB Cream in? Öncelikle 30 lu yaşlarda yüzüme her hangi bir şey sürmüyorum diyerek evden çıkanların genlerine sevgilerimi gönderiyorum :) Bir krem, bir kapatıcı, bir fondöten, bir bb/cc krem hiç bir şeye ihtiyacınız yoksa Maşallahhhh diyorum size :)  Ama benim ihtiyacım var. Her yaz yüzüme bir kaç tane daha eklenen çillerim var mesela :) Sonra cildim çok kuru olduğu için mimik kırışıklıklarım var. Ayrıca güneş gözlüğünden yadigar renk değişiklikleri hala mevcut cildimde. Sonuç olarak markete gitmiyorsam cildim benden ufak dokunuşlar istiyor :)  Nivea BB Cream'in en çok nesini seviyorsun diye sorarsanız bana "Aydınlatır" kelimesinin hakkını veriyor. Başka m

The Fault in Our Stars - Aynı Yıldızın Altında

Resim
Bazı filmleri izlerken sanki biri bademciklerinizi sıkıp sıkıp bırakıyor gibi hissedersiniz. Bu filmi izlerken biri benim bademciklerimi sıktı ama bırakmadı :)  Kanser artık öyle normal bir hastalık gibi geliyor ki çoğumuza, evine girmeyen, bir tanıdığını kanser ile kaybetmeyen azınlığı, mutlu insanlar topluluğu olarak görüyorum. Dedelerim, babaannem, dayım, yengem kansere yenik düşen akrabalarım. Her birinde ayrı bir çeşidi vardı. Her seferinde hasta olan kişiyle beraber vücudumuzun farklı bir yeri sızladı. Allah hiç kimseye bu derdi vermesin ve bu dert ile mücadele edenlere de yardım etsin...İşte bazı şeyleri anlamamızı, empati kurmamızı, hissetmemizi, düşünmemizi sağlayan filmler belki düz bir kurguyla karşımıza çıkıyor olsa bile, insan olduğumuzu hatırlattığı için belki de daha kıymetli oluyor benim gözümde.  Bu film benim için hüzünlü, acı verici, aynı zamanda yüzümü güldüren, umut veren, bir taraftan ölümü düşündürüp, diğer taraftan yaşama bağlayan, ben öldükten sonra

Pasaklı Tanrıça / Sophie Kinsella.. (Kitap Okumak Gerek)

Resim
Sophie Kinsella'nın okuduğum ilk kitabı olan Pasaklı Tanrıça, Artemis Yayınları aracılığıyla okuyucuları ile buluşmuş. Cep boy şeklinde basılan, 481 sayfalık, Artemis Mini Serisinden yayınlanan kitabı okudum ben.  Kitap ile ilgili öncelikle şunu söylemeliyim ki, çevirmen Bige Turan'ı tebrik ediyorum. Ne kadar yorum ekledi bilmiyorum ama cümle yapıları sayesinde kitabı okurken resmen dizi izliyormuş gibi hissettim.  Konusu hakkında bilgi vermek gerekirse,  ana tema olarak "iş mi/para mı - aşk mı önce gelir?" sorusu işlenmekte. Tamamen işine odaklanmış, b aşarılı bir iş kadınının küçücük bir detay yüzünden tamamen bambaşka bir hayata sürüklenişinin öyküsü var bu kitapta.  Okumayanlar için tadını kaçırmamak adına daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim ama, şunu söyleyebilirim ki çok güldüm okurken. Bazen de ben olsam ne yapardım diye kendimi ana karakterin yerine koymadan edemedim :)  Kitabı bana hediye eden canım Şebnemime çooook teşekkür ederim... 

30 Yaş Sendromum - 1

Resim
Cahit Sıtkı Tarancı " Yaş 35 yolun yarısı eder " demeseydi, 30 yaş bu kadar büyük bir baskı yapar mıydı insanların üzerine diye düşünmeden edemiyorum. Çok yakın bir arkadaşım, 30 yaşına girdiğinde çok fena bunalıma girmişti. Annesi bütün suç Cahit Sıtkı'nın deyip deyip duruyordu :)  Eğer 35 yaş yolun yarısı ise "ki bunu kimse bilemez", yaşanacak daha bir 35 sene daha olduğunu neden kabullenmek istemez insan? Belki de bu 30-35 sene çok hızlı geçti, hayallerimi bile gerçekleştiremedim, ya geriye kalan 35 de bu kadar hızlı geçerse diye mi düşünür insan oğlu? Başka bir bakış açısıyla bakarsak, ömrü ikiye ayırınca ilk dönem gençlik, 2. dönem yaşlılık mı Cahit Sıtkı Tarancı'nın verdiği imaja göre :)  Başkası için konuşmak kolay da, benim için de 30 yaşa adım atmak biraz sarsıcı oldu. 3 rakamını her ne kadar sevsem de peşinden kimse gelmeden sevdiğimi fark ettim. Zaten 30 unuza adım atıp, 20li yaşlara veda edince 30'un yanına ha "0" gelmiş